DİJİTAL ÇAĞDA SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM

 

Sürdürülebilir turizm 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren küreselleşen dünyada çevresel, ekonomik, toplumsal ve kültürel boyutların dengelenmesini amaçlayan sürdürülebilirlik ilkelerine dayanan bir yaklaşım olarak ön plana çıkmıştır. Bu dönem içerisinde gerek teknolojik gelişmelerin etkisiyle ulaşım ve iletişim alanında ortaya çıkan gelişmeler gerekse ekonomik kalkınma faaliyetleri sonucu doğal kaynakların kullanımı hususunda yaşanan ciddi baskılar söz konusu olmuştur. Bu durumun sürdürebilir kalkınma anlayışı kapsamında 1972 Stockholm Konferansı ve 1987 Brundland Raporuyla uluslararası gündeme taşınmış ve konu evrensel açıdan değerlendirilir hale gelmiştir. Küreselleşen dünyanın en hızlı gelişen endüstrilerinden biri olan ve temel motivasyon kaynağı doğal kaynak kullanımı olan turizm sektörü de bu durumdan gerekli çıkarımları alarak bu kapsamda çevresel koruma ve ekonomik denge ilkelerini benimsemiştir. Bununla birlikte gerek Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü ve UNESCO gerekse Avrupa Komisyonu gibi kuruluşların yayınladığı stratejik belgeler sürdürülebilir turizmin küresel ölçekte benimsenmesine katkı sağlamıştır. 21 yüzyılın başından itibaren dijitalleşme sürecinde yaşanılan gelişmeler ise Turizm 4.0 ve Turizm 5.0 gibi kavramların ortaya çıkmasına zemin hazırlamakla beraber aynı zamanda, büyük veri, nesnelerin interneti, yapay zekâ gibi teknolojiler turizmde sürdürülebilir uygulamaların izlenmesinde ve geliştirilmesinde aktif rol oynamıştır.